-ALO-Kültür-Görenekler

Neden Alo Deriz?

Telefonda hemen hemen her gün kim bilir kaç kez kullandığımız "Alo" sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.Graham Bell'in sevgilisiydi. Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lolos" diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi. Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka bir şey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla baş başa bırakıp onu terk etti. Yaşlı Bell, sevgilisinin bir gün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı. Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Graham Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu "Alo" diyerek açıyor ve artık herkes "Alo" diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell'in anısına saygı olarak "Alo" demeye başladı. Bugün tümümüzün kullandığı "Alo" sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanmaktadır.

Kaynak: Bütün Dünya, Şubat 2000 sayısı

BİZİM GELENEK VE GÖRENEKLERİMİZ OLMASADA, HEMEN HEMEN HERKESİN KULLANDIĞI AMA NEDEN ALO DEDİĞİMİZ HAKKINDA BİRAZ BİLGİ VERMEK İSTEDİM.
 

GEÇELİM BİZİM KÖYÜN VEYA CİVAR KÖYLERİN KÜLTÜR-GELENEK-GÖREKLERİNİ

      Zengin bir kültüre sahip olan bu köy geçen zamana karşın kültürünü korumuştur. Bodrum gibi yerleşim yerlerine yakın olan bu köy önemli kültürel zenginliklerine karşın fazla tanınmayan bir köydür. İzmir-Muğla anayoluna yakın olması nedeniyle ulaşımı kolaydır. Köyün anayola bakan 'Köşk Cafe' İzmir'e giden herkesin konaklaması bir yudum sevginin tadına varması gerekmektedir. Hemen yanıbaşında ki çiçek dükkânı size eşi bulunmaz bir keyif verir. İnsanlar önce doğallıkları kaybedip sonra yapma eserlere hayranlık duyuyorlar. Bence bunu yaparken kaybettiklerimizi düşünelim. Doğayı katıksız görmek isteyenler Köşk'ün dağına çıkmalı ve orada Selimiye ovasını seyretmeli bu benim için büyük bir zevk, belki orada altına yağ sürülmüş plastiklerle kayan çocuklara rastlayabilirsniz köy, köşk karpuzu ve kavunuyla ün salmıştır. 

        Yöresel yemek ve tatlıları, katmer, çaykıma, keşkek... köyde iletişim çok güzeldir. Eğer biri  öldüyse o eve köylü yemek yapıp götürür amaç acı içinde olan ev halkına ve dışarıdan gelen yolculara yemek sağlamaktır. (Acılar paylaşıldıkça azalır) arife günleri ise keşkek pilav viski lellenke gibi geleneksel yemekler yapılıp komşulara dağıtılır ne zaman yapılmaya başlandığı bilinmeyen bu gelenek hala kusursuz devam etmektedir. Kurban bayramlarında ise herkes,  kurban kesemeyenler için pay ayırır ve ALLAH rızası için dağıtır. Düğünler ise hiç farkedilmemiş bir güzelliktir. Milas denince akla sadece başka köyler geldiği için tv programlarında gösterilmemiştir. Düğünlerde şu gibi adetler vardır; testi kırma, damadın arkadaşlarının yumurta pişirip damada yedirmesi çocuklar için gelin ve damat arabadan çıkarken pirinçle karışlık para atma, gelinin kına yakılırken elini açmaması, gelinin almasında gelinin evden çıkmaması, kulağının yanında davul çalınmaması için çalgıcılara bahşiş verme gibi .....

 
 
Facebook beğen
 
 
Bugün 9 ziyaretçikişi geziyor
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol